pamuk prenses ve yedi cuceler

Pamuk Prenses Ve Yedi Cüceler Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar çok uzak bir ülkede yaşayan mutlu mu mutlu bir kral ve kraliçe varmış. Halkı tarafından da çok sevilip saygı gören kral ve kraliçenin bir tek dertleri varmış, o da çok istedikleri halde çocuklarının olmamasıymış. Nice hekimler, nice ilaçlar hazırlamışlar ama bir türlü dertlerine deva olmamış. Karlı bir kış günü kraliçe pencere kenarına oturmuş, hüzünlü hüzünlü bir yandan çocuğu olmamasına kederlenirken bir yandan da dikiş dikiyormuş. Elindeki dikiş iğnesi kraliçenin eline batmış ve eli kanamış. Kraliçe bir elindeki kana bir dışarıdaki pamuk gibi kara bakmış ve ” Allahım ne olur bana teni kar gibi beyaz, dudakları kan gibi kırmızı, saçları abanoz gibi simsiyah bir kız çocuğu nasip et ” diye yalvarmış. Kraliçenin dileği gerçekleşmiş ve bir süre sonra kraliçe hamile kalmış. Gerçekten de istediği gibi pamuk gibi teni, simsiyah saçı olan, kırmızı dudaklı bir kız doğurmuş kraliçe. Adını pamuk prenses koymuşlar. Çok sevinen kral ülkede kırk gün kırk gece sürecek bayram ilan etmiş. Ancak kısa bir süre sonra talihsiz kraliçe ölmüş. Çok üzülen kral bir süre yas tutmuş ve elini kadın eline değdirmemiş. Ancak daha fazla abazalığa dayanamayan kral, gizli gizli hizmetkarları sıkıştırıp çimdiklemeye, ellemeye başlamış. İşi daha da ileri götürüp genç bir hizmetçiyi yatırıp tam sikecekmiş ki pamuk prensese yakalanmış. Kral ” bu iş böyle gitmeyecek ” diyerek yeniden evlenmeye karar vermiş. Ancak evlendiği kadın büyücüymüş. Bu nedenle günlerini sarayın alt katında büyücülükle geçiriyormuş. Bu nedenle kral bu büyücüyü nadiren sikebiliyormuş. Büyücü kraliçenin bir de sihirli aynası varmış. Bu aynayı karşısına alır ve sorarmış ; ” ayna ayna söyle bana, dünyanın en seksi kadını kim ? “. Ayna da ” sizsiniz kraliçem dermiş “. Başka bir gün yine aynasını karşısına alıp sorarmış ; ” ayna ayna söyle bana dünyada erkekler en çok hangi kadını sikmek isterler ? “. Ayna ” sizi kraliçem ” diye cevap verirmiş. Yuvarlak kalçaları… Gel zaman git zaman, pamuk prenses serpilip büyümüş, adına uygun pamuk beyazı, ilik gibi bir kız olmuş. Prensesi gören erkekler hayran kalıyorlarmış. Bembeyaz teni, yuvarlak kalçaları, dik memeleri, kiraz dudakları ile pamuk kızı gören erkeklerin hepsinin siki kalkıyor, münasip bir yerde otuz bir çekiyorlarmış. Büyücü kraliçe bir gün aynasını alıp her zamanki sorularından birini sormuş ; ” ayna ayna güzel ayna söyle bana en sikilesi kadın kimdir ? ” diye sormuş. Ayna da ” pamuk prenses kraliçem ” demesin mi ? Kraliçe çılgına dönmüş. Birkaç gün öfkeyle homurdandıktan sonra yine aynayı alıp soruyu değişik bir şekilde yeniden sormuş ; ” ayna ayna güzel ayna sen olsan dünyada en çok kimi sikmek isterdin ? “. Ayna ” elbette pamuk prensesi kraliçem, fıstık gibi karı, aha sikim kalktı yine “. diye cevap verir. Kraliçe hışımla oradan uzaklaşır ve ormandaki avcıyı saraya çağırtır. Avcıya pamuk prensesi götürüp ormanda öldürmesini ve öldüğünün kanıtı olarak da kalbini kendisine getirmesini söyler. Avcı pamuk prensesin elini kolunu bağlayıp ormana götürür. Avcı ormanda yürüyerek prensesi kulübesinin önüne kadar getirir. Hançerini çıkarır ve prensesi öldürmek üzere harekete geçer. Tam hançeri göğsüne saplayacakken prensesin bembeyaz memelerini sutyeninin kenarından görür. Gördüğü manzara avcıyı çok etkiler. Süt beyazı, taş gibi memeler avcının aklını başından alır ve avcının sikinin kalkmasına sebep olur. Memeleri avuçlayıp mıncıklamak için büyük bir istek duyar. Avcı içinden ” ulan nasıl olsa öldüreceğim, bir kez sikip de öyle öldürsem ne olur sanki ” diye geçirir ve prensesin iplerini çözerek alini ayağını serbest hale getirir. Prensesin gözleri öldürülme korkusuyla fal taşı gibi açılır. Avcı prensesin üzerine atılır ve elbiselerini parçalayarak soymaya başlar. Prenses bağırıp çağırarak çırpınmakta, avcıya direnmektedir. Prenses can havliyle tırnaklarını avcının suratına geçirir. Avcı acıyla bağırır ve prensese sert bir tokat atar. Hançeriyle prensesin sutyenini bir çırpıda parçalar ve ortaya çıkan yusyuvarlak, dik memeleri emmeye yalamaya başlar. Nasırlı elleriyle çenesini sertçe tutar ve prensesin dudaklarını öpmeye başlar. Avcı dilini prensesin ağzının içinde kıvrak hareketlerle dolaştırırken eliyle de memelerini okşamaktadır. Avcı yeniden prensesin memelerini yalamaya başladığında meme uçlarının sertleştiğini görerek prensesin de hoşlanmaya başladığını anlar. Elini külotunun içine daldırır. Ellerinin yamyaş olmasıyla prensesinde sevişmekten zevk aldığını iyice anlar. Amından aldığı sıvıyla prensesin klitorisini yavaşça okşamaya başlar. Prenses artık açıkça inlemeye başlar. Avcı önce kendi elbiselerini daha sonra da prensesin elbiselerini soymaya başlar. Zevk çığlıkları… Her ikisi de çırılçıplak kaldıklarında prenses susamış da çeşmeden su içiyormuşçasına avcının sikini ağzına alıp hararetle emmeye başlar. Avcı prensesi koltuk altlarından tutarak kaldırır ve kucağına oturtur. Sikini prensesin amına hizalar ve yavaş yavaş sokmaya başlar. Tam girerken prenses acı bir çığlık atar. Prensesin bekaretinin bozulduğu andır bu. Avcı yavaş hareketlerle prensesi sikmeye devam eder. Bir süre sonra prenses de acısını unutarak zevk çığlıkları atmaya başlar. Çok fazla zaman geçirmeden birlikte orgazm olarak sarılıp kalırlar. İşini bitiren avcının aklına büyücü kraliçe ve pamuk prensesi öldüreceği gelir. Ama yalvaran gözlerle kendisine bakan pamuk prensese acır ve onu serbest bırakmaya karar verir. Pamuk prenses ağlayarak uzaklaşır. Avcı ise bir geyik öldürüp kalbini çıkartır ve sarayın yolunu tutar. Kanlı geyik kalbini kraliçeye verir. Kraliçe pamuk prensesin öldüğünü düşünüp çok sevinir. Pamuk prenses ormanda koşa koşa rasgele giderken bir kulübe görür. Kulübenin kapısını çalar ama kimse çıkmaz. Kapıyı ittirip içeri girer. İçeride çok darmadağınık yedi tane yatak, bir masa, yedi sandalye ve yerde kilimler vardır. Pamuk prenses evi derler toparlar ve her tarafı pırıl pırıl yapar. Mutfağa girip yemekler yapar. Akşama doğru yorgunluktan uyuya kalır. Hava karardıktan sonra evlerine dönen yedi cüceler evi tertemiz görünce şaşırırlar. Uyuyan pamuk prensesi görünce daha da şaşırırlar. Prenses uyanıp da karşısında yedi tane cüceyi görünce evlerine izinsiz girdiği için özür diler. Onlara başından geçenleri anlatır. Yedi cüceler prensesin başına gelenlere çok üzüldüklerini söyleyerek bundan sonra kendileriyle beraber kalmasını isterler. Pamuk prenses bu teklifi sevinerek kabul eder. Beraber yaşamaya başlarlar. Gündüzleri cüceler ormana giderek odun toplayıp, avcılık yapmakta, prenses de ortalığı toplayıp çamaşır, bulaşık yıkamakta yemek yapmakta beraberce çok mutlu bir hayat sürmektedirler. İhtiyar bir cadı… Kraliçe pamuk prensesin öldüğünden emin bir şekilde aynasını eline alıp her zamanki sorularından birini sorar ” ayna ayna güzel ayna söyle bana kim dünyanın en çekici kadını ? “. Ayna ” Pamuk prenses kraliçem diye cevap verince çılgına döner. Derhal adamlarını gönderip avcıyı getirtip durumu öğrenir ve avcıyı öldürtür. Kristal küresine bakarak Pamuk prensesin yerini tespit eder. Hazırladığı özel ilacı içerek ihtiyar bir cadı kılığına girer. Dolabındaki zehirli karışımdan sürdüğü bir sepet elmayı da alarak ormanın yolunu tutar. Pamuk prensesin yaşadığı kulübenin kapısına varır ; – Kim o ? – Elmacı kadın – Ne istiyorsun ? – Güzel elmalar getirdim kızım – Ama benim kapıyı açmam yasak – Benim gibi ihtiyar bir kadından ne zarar gelecek yavrum – Peki, açıyorum İhtiyar cadı içeride biraz oturur ve prensese bir elma verir. Elmayı ısıran pamuk prenses yere yığılıp kalır. Cadı hemen oradan uzaklaşır. Akşam cüceler eve geldiğinde önce prensesin öldüğünü sanırlar ama daha sonra yaşadığını anlarlar. Ona camdan bir tabut hazırlayıp koyarlar ve kendine gelmesi için çareler düşünmeye başlarlar. Günlerce ağlaya ağlaya çareler düşünürler ama bir şey bulamazlar. Nihayet bir gün en genç cüce bir çare bulduğunu sevinçle haykırır. Herkes çok merak eder. genç cüce ” prensesin uyanması için ona can suyu vermemiz lazım ” der. Diğerleri can suyunu nereden bulacaklarını sorarlar. genç cüce ” arkadaşlar, bahsettiğim can suyu hepimizde var ” der. Herkes ne demek istediğini anlar. Genç cüce prensesi sikersek uyanır demeye getirmektedir. da kaç tane aslı varsa hemen tıkla ve gör.` aslında bunu abazalığından söylediğini, herkes anlar. Ancak zaten herkes ilk günden beri prensesi sikmek için can atmaktadır ama birbirlerinden utandıklarından teklif edememektedir. Eh, kolay değil yıllarca dağın başında ormanda kadınsız, otuz bir çekerek bir ömür sürmek. Ellerine ilk kez geçen bu fırsatı kullanabilmek için genç cücenin teklifini kabul ederler. İlk sırayı en ihtiyarlarına verirler. Pamuk prensesi çırılçıplak soyarlar. Sütun gibi bacakları… Prensesin çıplak vücudunun görüntüsü karşısında hepsinin de ağzı bir karış açık kalır. Uzun siyah saçları, kiraz gibi dudakları, uzun ince bembeyaz biçimli vücudu, yuvarlak dik memeleri, kalçalarının kavisi, kılsız biçimli amcığının dudakları, sütun gibi bacakları ile prensesi cüceler rüyalarında bile görmemişlerdir. 1. cüce soyunup prensesin üstüne geçer ve yirmi santimlik yarrağını prensese zevkle sokarak yavaş yavaş sikmeye başlar. Bu arada prensesin amı da sulanır. Çıkan şak şuk seslerden herkes durumu anlar. Bir süre sonra prenses inlemeye de başlar. Herkes prensesin uyanmaya başladığını sanır. Ancak 1. cücenin ohlaya ohlaya prensesin amına boşalmasıyla prenses de orgazm olur ve tekrar uyumaya başlar. 2. cüce can suyunun yanlış yere bırakıldığını o yüzden uyanmadığını söyleyerek soyunur ve 22 santimlik yarrağını sıvazlayarak prensesin üstüne çıkar. Meniyle kayganlaşan amcığın içine sikini sokarak birincinin tersine hızlı hızlı siker prensesi. Prenses tekrar inlemeye başlar, hatta sesler de çıkartır ” oh, erkeğim sik beni, daha hızlı, oh, sok bana hızlı hızlı sok, erkeğim “. Prenses orgazm olup titremeye kasılmaya başlayınca 2. cüce yarrağını çıkararak prensesin göbeğine uzun uzun boşalır. Prenses tekrar uyur. Prenses acı bir çığlık atar… 3. cüce uygun deliğin bulunmadığını bu yüzden prensesin uyanmadığını söyleyip acele acele soyunur ve zeytin yağı sürdüğü sikini prensesin göt deliğine dayar. Prenses acı bir çığlık atar ama 3. cüce aldırmadan götünden sikmeye devam eder. Darcık göt deliğinin sıcaklığında uzun süre kalamayan cüce, prensesin acı çığlıklarına aldırış etmeden bağırsaklarının içine boşalır. Prenses tekrar uyur. 4. cüce de soyunur ve prensesin üzerine oturarak sikini ağzına verir. Prenses iştahlı iştahlı emer cücenin iri kamışını. Uzun sürmeden o de ağzına boşalır. Prenses cücenin spermlerini yutarak tekrar uykuya dalar. 5. cüce memelerinin arasında boşalırken, 6. ve 7. cüce de prensesin ellerini spermleriyle doldurur ama ne yazık ki prenses uyanmaz. Hevesini alamayan genç cücenin canı ikinci kez amcık istemektedir. Bu nedenle şöyle bir teklif yapar ; ” Arkadaşlar teker teker uyandıramadık, hep beraber verirsek can suyumuzu belki uyanır “. Kabul ederler. 1. cüce sırt üstü yere yatar. Prensesi yüzü yukarıya gelecek şekilde üzerine yatırırlar. Üç kez orgazm olur… Alttaki cüce sikini prensesin götüne sokar. 2. cüce üstten amcığına dalarken 3. cüce ağzına verir, 4. cüce memelerinin arasına yerleşir. 5. cüce prensesin sağ eline, 6. cüce de sol eline verir. 7. cüceye bir yer kalmamıştır. O da sinirlenir ve gidip 2. cücenin götüne sokar. Böylece uyandıracağız bahanesiyle zavallı pamuk prensesi evire çevire her tarafından sikerler. Zavallı lafın gelişi. Prenses de bu durumdan memnundur. Tam üç kez orgazm olur. Sonuncu orgazmı cücelerin hep beraber 10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1, 0 diye sayarak aynı anda boşalmalarıyla eş zamanlı olur ve ardından yine uykuya dalar. Yorgun düşen cüceler uykuya dalarlar. Ertesi sabah kapının çalınmasıyla uyanırlar. En genç cüce kapıyı açmaya gider ; – Kim o ? – Açın kapıyı – Kimsin sen ? – Ben sabahattin, Prens sabahattin – Buyurun, girin – Selamünaleyküm – Aleykümselam, hayırdır sabah sabah – Uyku tutmadı, erken kalktım. Abazalıktan anam ağladı avradını sikeyim – Eee, bizi mi sikmeye geldin ? – Yok be. Sizi niye sikeyim. Ben prensim. Ancak prenses sikerim. Onun için sikecek bir prenses arıyorum. – Aha biz de bir tane var ama ölü gibi yatıyor. – Hani nerede. Aa bu fıstık gibi ya. Ben onu bir sikeyim bak nasıl canlanıyor. – Biz çok siktik dün ama bana mısın demedi – Ulan sizin sikmenizle olur mu ? Cüce sikiyle prenses uyanır mı ? Ona şöyle temiz otuz santimlik bir prens yarrağı değmesi lazım. – Buyur bir de sen dene şansını bakalım. Balta sapı gibi… Prens süratle soyunur ve gerçektende otuz – otuz iki santim civarındaki kalın yarrağı ile prensesi sikmeye başlar. Ama ne sikme. Prensesi deli danalar gibi böğürte böğürte yarım saat siker. Sonunda prensesle beraber orgazm olduklarında sesleri ormanın derinliklerindeki ayıları bile uykusundan uyandırır. Prenses ” canım sevgilim, prensim, sabahattinim ” diyerek uyanır ve prensin boynuna sarılır. Gerçekten de prenses uyanabilmek için otuz santimlik balta sapı gibi bir prens yarrağına ihtiyaç duymuştur. Prenses sonraki yıllarda yedi cüceler dahil bir çok erkekle bir çok kez sevişip sikişmiştir ama hiç birisinde Prens sabahattin’in yarrağından aldığı lezzeti alamamış ve her defasında prensine geri dönmüştür. Prens prensesi uzun yıllar bıkmadan usanmadan evire çevire türlü çeşitli yerlerinden, türlü çeşitli pozisyonlarda bıkmadan usanmadan sikmiş, bu sayede prensle prenses ömür boyu mutlu bir hayat sürmüşlerdir. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…

Bir cevap yazın